Kalbim Ege´de Kaldi
Cumhuriyet tarihimizin son 40 - 45 yili, bircogumuz bir sahil kasabasini hatta otel ve/veya tatil köyünü ziyaret etmisizdir. Taa Saros körfezinden, Enez´den baslayarak, Hatay Yayladagi´na kadarki Ege ve Akdeniz kiyilarinin dogal güzelligine esir olmusuzdur. Sahil kasabalarinin sade, otantik yasami, büyük kentlerin keskemesine oranla bir siginma hatta kurtulus gibi algilanir. Daglarin kekik kokusu, yemyesil ormanlarin masmavi denizle bulustugu o muhtesem koylar, halkin akin ettigi dogal plajlar, rüyalarimizi süsleyen "bük"ler...
Yurdumuzun her kösesinin ayri bir güzelligi var. Kabul, ancak Ege ve Akdeniz kiyilarimizin güzelligi bambaska! Binyillar önce büyük filozoflarin bu Anadolu kiyilarindan cikmasi sasirtici olmasa gerek. Yakin gecmisimizin Halikarnas Balikcisi´nin Bodrum´dan, Can Yücel´in Datca´dan, Bedri Rahmi´nin Fethiye koylarindan ilham aldigini kim inkar edebilir ki?
Tatilin kum, deniz, günes ve ultra modern tesislerde (her sey dahil) tika basa tikinarak yapilmasina karsi oldugum icin, bölgenin dogasiyla kucaklasmadan, tarihi ve kültürel zenginliklerini görmeden yapilacak bir tatilin, sadece eglenceye ve bosa harcanmis zamana karsilik gelecegini ifade edebilirim. Bizler, Anadolu topraklari üzerinde yasayan sansli insanlar olarak, o kadar büyük bir tarihi ve kültürel hazinenin üzerinde yasiyoruz ki, bunun farkinda ve bilincinde olabilmek icin yapilan tanitim ve etkinliklerin ve hatta kültür turlarinin yetersiz kaldigi kanisindayim. Bilmiyoruz, ilgilenmiyoruz, deger vermiyoruz! Günlük yasam kosusturmalari, gecim derdi, günümüz insaninin degisen öncelikleri bizleri bazi güzellikleri farketmemize engel oluyor. Onun icindir ki, bir Alman turist, cogumuzdan daha fazla bilgiye sahip kendi yurdumuzun tarihsel kalintilari ve kültürel mirasi hakkinda. Onun icindir ki, Alanya´da 20 bini askin yabanci burayi ikinci vatan bilip yerlesmis, Urla´ya, Bodrum´a, Seferihisar´a vs.
Farkindaysaniz sürekli anakaradan bahsettim. Dünyanin en güzel denizlerinden birisinin kiyisinda yasiyoruz ve o denizin binlerce adasindan sadece birkaci bizlerin egemenligine birakilmis. Kuzeydeki Gökce ve Bozcaada ile Cunda adasi ve daha güneylerdeki birkac Esek ve Tavsan adaciklarindan ve kayaliklardan baska bir sey yok! Neden? Bizim adada yasam kültürümüz mü yok? Yoksa ayagimizin anakaraya saglam basmasini mi yegliyoruz?
Devam edecegiz..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder