Kenan Evren ve 12 Eylül diyince akla; askerler, cezaevleri, idamlar ve aydınlara uygulanan yoğun kıyım geliyor. Bu doğrudur. Bunlar şiddet döneminin yaygın uygulamalarıdır ve o dönem insanlarının yaşadığı gerçeklerdir. Ancak, Kenan Evren ve 12 Eylül’ün niteliği ve gerçek amacı konusunda görülemeyen ya da yeterince görülemeyen bir yanı vardır. Önemli olan bunu görmektir. 12 Eylül, ulusal parzarın uluslararası şirketlere koşulsuz açılarak küresel işleyişin parçası durumuna getirilmesi girişimidir. 24 Ocak Kararları, bu girişimin en açık anlatımıdır. 24 Ocak, Türkiye’de ancak 12 Eylül gibi bir “demir yumruk” la uygulanabilirdi. Önceden desteklenerek yaygınlaştırılan ve uzun süre göz yumulan terörün“önlenmesi” ya da “kardeş kanının akmasını durdurmak” türünden söylemler, gerçeği gizlemeye çalışan bahanelerdir. 12 Eylül’le gerçek darbe; Türkiye’nin ekonomisine, siyasetine, aydınlarına yapılmıştır. 12 Eylül işçi sınıfının ve aydınların 24 Ocak Kararlarına tepki gösteremez duruma getirilmesi eylemidir. “12 Eylülü’ün Gerçek Yüzü” yazısını darbenin bu yönünü irdelediği ve demokrasi havarisi AB’nin tutumunu açıkladığı için bloğumuza alıyoruz. Umarız tartışılır ve bu güne yönelik sonuç çıkarmada yararlı olur.
Yalnızca Askeri Darbe mi?
Kenan Evren, 12 Eylül için, 1983’de kaleme aldığı anılarında şu saptamayı yapıyor: “12 Eylül harekatının başarılı olmaması demek, bir iç savaş sonucu Türkiye’nin parçalanması ve bin seneye yakın bir zamandır bizim olan bu toprakların değişik ellere geçmesi, başka bir deyişle Türklüğün ve Türklerin, Asya’daki diğer Türkler’in durumuna düşmesi demekti.” 1 Bu yargı, ne kadar gerçeği yansıtmaktadır? “Harekat başarılı olmasa” Türkiye nasıl ve kimler tarafından“parçalanacaktır?” Anadolu Türklüğünü “Asya’daki Türkler’in durumuna” kim düşürecektir? Türkiye’nin, 12 Eylül’ün başarılı olmaması durumunda parçalanıp parçalanmayacağı bilinmez, ama aradan geçen 35 yılın ortaya çıkardığı açık gerçek; Türkiye’nin bugün, parçalanma kaygıları yaşayan bir ülke durumuna gelmesi ve bu duruma gelişte, Kenan Evren'in başında olduğu12Eylül’ün belirleyici düzeyde payının olmasıdır.
1980 yılı Türkiye için, ekonomi ve siyaset başta olmak üzere, toplumsal yaşamın her alanında büyük bir çöküşün yaşandığı bir kırılma yılıdır. 1980’den söz edilince herkesin aklına doğal ve haklı olarak, silahlı bir eylem yani darbegelir. Bu, olayın gerçek boyutunu ortaya koymayan eksik bir yaklaşımdır. 1980 olayları, bir bütün olarak ve biraz dikkatlice ele alınacak olursa, yaklaşımın yetersizliği kolayca görülecektir. 12 Eylül sabahı uygulamaya sokulan eylem, söylendiği ya da uygulayıcılarının sandığı gibi devami icin tiklayiniz..
http://kuramsalaktarim.blogspot.com.tr/2015/05/kenan-evren-ve-12-eylul.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder