6 Mayıs 2016 Cuma

MUSTAFA KEMALİN SAMSUN'A ÇIKIŞI VE KONGRELER








MUSTAFA KEMAL PAŞA'NIN SAMSUN'A ÇIKIŞI (19 MAYIS 1919)
Mondros Ateşkes Antlaşmasından sonra Doğu Ka­radeniz'deki Rumlar, Rum Pontus Cemiyeti'nin yöne­ti­minde Pontus devletini yeniden kurmak için çalışmaya başlamışlardı. Yöredeki Kuva–i Milliye birlikleri ise Rum­ların bu hareketlerine karşı çalışmalara girmişlerdi. İngil­tere padişah Vahdettin'e bu bölgede çatışmaların durdu­rulması için baskıda bulundu. Padişah yöredeki karışık­lık­ların önlenmesi, Mondros Ateşkes antlaşma­sına uygun olarak padişaha bağlı bir düzenin sağlan­ması için Mus­tafa Kemal'i 9. Ordu Müfettişi olarak görev­lendirdi. Mus­tafa Kemal Hükümet Komiserliği ve askeri makamlara emir verme yetkisini de aldı ve Samsuna çıktı. (19 Mayıs 1919).
İngilizler İstanbul hükümetine verdikleri raporda Samsun ve çevresinde müslüman halkın Rumlara bas­kıda bulundukları ileri sürmüşlerdi. Mustafa Kemal yap­tığı incelemelerde durumun İngilizlerin iddia ettiklerinin tam tersi olduğunu tespit etti, eldeki kuvvetlerden yarar­lanarak Samsun ve çevresindeki Rumların çalışmalarını önledi ve asayişi düzenledi. 
HAVZA BİLDİRİSİ (28 Mayıs 1919) 
Mustafa Kemal Paşa Samsun'dan Havzaya geçerek Yunanistan'ın Batı Anadolu'da yaptığı işgallere karşı ulu­sal bilinci uyandırmak için bildiri hazırladı. Bildiri tel­grafla askeri yetkililere, idari amirlere ve müdafa–i hukuk cemi­yetlerine gönderildi. 
Bildirinin Önemli Maddeleri:
1.      İzmir, Manisa ve Aydın'ın işgallerini kınayan mi­tingler düzenlemesi
2.      İtilâf Devletlerine ve Osmanlı hükümetine işgalleri kınayan protesto telgraflarının çekilmesi
3.      Hristiyan vatandaşlara karşı herhangi bir saldırı­dan kaçınılması
4.      Yapılan çalışmaların sonuçlarının 9. Ordu müfet­tişliğine haber verilmesi
Not: Havza Bildirisinin yayınlanmasından sonra dü­zenlenen mitinglerde ulusal bilinç kuvvetlenmiştir
AMASYA GENELGESİ  (22 Haziran 1919) 
Mustafa Kemal, Ali Fuat Paşa, Rauf Orbay, Refet Bele ve Kazım Karabekir ile haberleşti. Mustafa Kemal, Ali Fuat Paşa, Rauf Orbay ve Refet Bele ile Amasya'da buluştu. Amasya Genelgesi hazırlandı. Genelgeyi Kazım Karabekir ve Mersinli Cemal Paşalar gönderdikleri ha­berlerle benimsediklerini bildirdiler. Askeri ve sivil ma­kamlara şifreli olarak gönderilen genelgenin maddeleri şunlardır:
1.      Vatanın bütünlüğü ve ulusun bağımsızlığı tehli­ke­dedir.
2.      İstanbul hükümeti, galip devletlerin etkisi altında bulunduğundan yüklendiği sorumlulukların gereğini ye­rine getirememektedir. Bu durum ulusumuzu yok olmuş göstermektedir.
3.      Ulusun içerisinde bulunduğu durumu belirlemek ve haklı durumunu, dünyaya duyurmak için hertürlü etki ve denetimden uzak bir ulusal kurulun varlığı gereklidir. Bunun için, Anadolu'nun güvenli yeri olan Sivas'ta ulusal bir kongrenin acele olarak toplanması kararlaştırılmıştır.
4.      Ulusun bağımsızlığını yine ulusun azim ve kararı kurtaracaktır.
5.      Bu amaçla bütün vilayetlerden ve kazalardan parti anlaşmazlıkları dikkate alınmadan halkın güvenini kazanmış üç kişinin seçilerek Sivas'a gönderilmesi ge­rekmektedir.
6.Gönderilecek temsilciler Müdafaa–i Hukuk ve Redd–i İlhak Dernekleri ve belediyeler tarafından seçile­cektir.
7.      Askeri ve ulusal örgütler dağıtılmayacaktır.
8.      İşgallere karşı yurdun savunması birlikte yapıla­caktır.
AMASYA GENELGESİNİN ÖNEMİ
VE SONUÇLARI 
1.      Ulusal egemenlik fikri belirtilmiştir. Ulusa, ulusal egemenliği gerçekleştirme konusunda bir çağrı yapılmış­tır.
2.      Ulusal kurtuluş savaşının gerekçesi ve yöntemi belirginleşmiştir.
3.      Osmanlı Devletinin görevini yerine getiremediği açıklanarak, yeni bir devlet kurulması fikri ortaya kon­muştur.
4.      İstanbul hükümetinin işgaller karşısında sessiz kalması ve tepki göstermemesi dikkate alınarak Anadolu halkının haklılığı konusunda bir şüphenin belirdiği açık­lanmıştır.
5.      Genelge, bir taraftan İtilaf Devletlerine, diğer ta­raftan da Osmanlı hükümetine karşı halkı mücadeleye davet etmiştir.
Mustafa Kemal'in Amasya Genelgesini hazırlaması ve genelgeyi bütün Anadolu'ya yayınlaması, İstanbul'da yetki sınırla­rını aşmak olarak değerlendirilmiştir. İngilizle­rin baskı­sıyla İç İşleri bakanı Ali Kemal, Mustafa Kemal Paşa'ya görevden alındığını bildirmiştir. Mustafa Kemal bu emri dinlemeyerek ancak padişahın emrini alabilece­ğini açıklayarak İstanbul'a dönmedi. Böylece ulusal ör­gütleme çalışmaları için zaman ka­zanmıştır.
Mustafa Kemal doğu illerindeki ulusal direnişi düzen­lemek için toplanan Erzurum Kongresine katılmak için Erzurum'a hareket etti. 
ERZURUM KONGRESİ
(23 Temmuz – 7 Ağustos 1919) 
Erzurum Kongresinin hazırlıklarının yapıldığı sırada Mustafa Kemal'in tutuklanma kararı alındı. Mustafa Ke­mal 9 Temmuz 1919'da resmi görevinden ve askerlik mesleğinden istifa ettiğini İstanbul'a bildirdi. Mustafa Kemal ulusal örgütlenme çalışmalarının 9.cu Ordu Mü­fettişi olarak yapmıştı. İstifasından sonra emir verme yetkisi kalmamıştı. Mustafa Kemal'in her an tutuklanması ulusal örgütlenme ile ilgili çalışmalar durdurabilirdi. An­cak 15. Kolordu KomutanıKazım Karabekir'in "ben ve kolordum emrinizdeyiz Paşam" demesi bu tehlikenin or­tada olmadığını göstermiştir.
Mondros ateşkes antlaşmasının 24. maddesinde "Vilayet–i Sittede karışıklık çıktığında bu vilayetlerin her­hangi bir bölümünü işgal hakkını İtilaf Devletleri yerine getirirler" şeklinde kararlaştırılmıştı. İtilaf Devlet­leri bu bölgede bir Ermeni devleti kurmayı amaç­lanmıştı.
Kongre, Wilson ilkelerine göre bölgede müslüman nüfusun çoğunlukta olduğunu ispatlamak, Doğu Anado­lu'daki direniş birliklerini örgütlemek ve Ermeni dev­letinin kuruluşunu önlemek için toplandı.
KONGRE KARARLARI
1.      Ulusal sınırlar içinde yer alan vatanın parçaları bir bütündür, birbirinden ayrılamaz.
2.      Her türlü yabancı işgal ve baskısı karşısında Os­manlı Hükümeti dağılırsa, ulus topyekün kendisini sa­vu­nacak ve direnecektir.
3.      Vatanı kurtarmak ve bağımsızlığı kazanmak yo­lunda İstanbul hükümeti başarısız olursa, bu amacı ger­çekleştirmek için geçici bir hükümet kurulacaktır. Bu hü­kümet milli kongrece seçilecektir. Kongre toplanma­mışsa bu seçimi Heyet–i Temsiliye yapacaktır.
4.      Ulusal kuvvetleri ve ulusal iradeyi egemen kılmak temel esastır.
5.      Hristiyanlara siyasi egemenliği ve sosyal dengeyi bozacak ayrıcalıklar verilmeyecektir.
6.      Manda ve himaye kabul edilmeyecektir.
7.      Mebusan Meclisinin hemen toplanmasını ve hü­kümet işlerinin Meclis tarafından kontrol edilmesini ger­çekleştirmek için çalışılacaktır.
Kongre alınan kararları uygulamak için bir Temsil Kurulu (Heyet–i Temsiliye) seçti. Bu kurulun başkanlı­ğına Mustafa Kemal getirildi.

KONGRENİN ÖNEMİ:
1.      Kongrenin toplanış şekli ve amacı bölgesel ol­makla beraber, aldığı kararlar vatanın bütününü kapsa­dığından ulusal bir kongredir.
2.      Kurtuluş savaşının temel programı oluşturulmuş­tur.
3.      Bağımsızca yaşanacak milli sınırlar ilk kez belir­tilmiştir.
4.      İstanbul'daki hükümetin dağılması karşısında, ulusal kongrece bir hükümetin kurulacağının belirtilmesi, ileride ulusal nitelikli yeni bir devletin oluşturacağı fikrini uyan­dırmıştır. (Bu durum TBMM kurulmasıyla gerçek­leşti.)
İstanbul hükümeti başbakanı Damat Ferit, Mustafa Kemal ile Rauf Bey'in tutuklanması emrini verdi. Mustafa Kemal Sivas Kongresi hazırlıklarını yapmak üzere Siva­s'a geldi.

SİVAS KOGRESİ (4 – 11 Eylül 1919)

Kongre Amasya Genelgesi gereğince toplandı. Kon­gre toplandıktan sonra aşağıdaki tartışmalar çıktı:
1.      Mustafa Kemal'in kongre başkanlığına seçtiril­memesi. Mustafa Kemal kısa sürede duruma egemen oldu ve başkan seçildi.
2.      Kongrenin "İttihatçılıkla" suçlanması. Yapılan gö­rüşmelerle böyle bir ilişkinin olmadığı kongreye kabul et­tirildi.
3.      ABD mandasının kabul edilmesi. Mandacılık kabul edilmedi. Manda yöne­timi I. Dünya savaşı sonunda sö­mürgeci devletlerin, Wilson ilkelerini kendi çıkarları yo­lunda yorumlayarak or­taya koydukları bir yöntemdi. Bu yöntem ile henüz ba­ğımsız olma yeteneğine sahip olma­yan uluslar, Cemiyet–i Ak­vam (Millet Cemiyeti) tarafın­dan, bu yete­neğe sahip oluncaya kadar yönetilecekti. Ancak bu gö­revi Cemiyet–i Akvam yapmayacak, bu iş için gelişmiş ileri bir devleti görevlendirecekti. 
KONGRE KARARLARI
1.      Mondros antlaşması ile saptanan sınırlar içinde bütün topraklar bölünmez bir bütündür.
2.      Padişah tarafından dağıtılan Mebusan Meclisi derhal toplanmalıdır.
3.      Hristiyanların güvenliği olduğundan, hristiyanlara ayrıcalık tanınmayacaktır.
4.      Manda ve himaye kabul edilmeyecektir.
5.      İrade–i Milliye adında bir gazete çıkartılacaktır.
Bunların yanı sıra aşağıdaki çalışmalar gerçekleşti­rildi.
       Anadolu'da ve Rumeli'de kurulan Kuvai Milliye dernekleri, Anadolu ve Rumeli Müdafa–i Hukuk Der­neği adı altında birleştirildi.
       Erzurum Kongresinde kurulan ve Doğu Anadolu­'yu temsil eden "Temsil Kurulunun"bütün vatanı temsi­lettiği kararlaştırıldı.
KONGRENİN ÖNEMİ
1.      Erzurum kongresinde alınan kararların tümü ulusa ait olduğu kabul edildi.
2.      Amasya Genelgesinde belirtilen "ulusun gelece­ğine ulusun kendisinin karar vereceği" maddesi ger­çek­leştirildi.
3.      Anadolu ve Rumeli Müdafa–i Hukuk Derneğinin oluşturulması ile ulusal kurtuluş hareketlerinin tek teşkilat tarafından yönetilmesi sağlanmış ve bu teşki­latlanma yurdun tümünü kapsamıştır.
4.      Mustafa Kemal kongrede seçilen Temsil Heyeti­nin başkanlığına seçilmekle liderliği kabul edildi.
5.      Kongreden sonra Temsil Heyeti Ali Fuat Paşa'yı Batı Anadolu'daki milli kuvvetlere komutan olarak atadı. Bu atama Temsil heyetinin yürütme yetkisini kul­lanan bir karar organı özelliğinde olduğunu göstermiştir.
DAMAT FERİT HÜKÜMETİNİN DÜŞÜRÜLMESİ
Damat Ferit, Sivas Kongresi öncesinde Elazığ valisi Ali Galip'i Kongre'nin toplanmasını önlemekle görevlen­dirdi. Alınan tedbirle bu tehlike önlendi. Kongrede alınan kararda milletin Damat Ferit'e güveni olmadığı kararlaş­tı­rıldı. Bu durumun padişaha bildirilme kararı alındı. Padi­şahla görüşme sağlanamadı. Bunun üzerine İstan­bul'a ulustan yana bir hükümet kuruluncaya kadar, İs­tanbul'la her türlü haberleşme ve resmi ilişkilerin kesil­mesi karar­laştırıldı. Damat Ferit istifa etmek zorunda kaldı. Bu ge­lişme Milli hareketin ve Temsil heyetin ilk ba­şarısıdır. Ali Rıza Paşa sadrazamlığa getirildi. Damat Fe­rit'in gö­rev­den uzaklaştırılmasına kadar geçen sü­reçte Temsil heyeti bir hükümet gibi çalışmış ve yürütme gö­revini yerine getirmiştir. 
AMASYA GÖRÜŞMELERİ (20–22 EKİM 1919) 
Ali Rıza Paşa hükümeti Temsil heyetinin başarılı mu­halefeti sonucu kurulmuştu. Bu nedenle bu hükümet milli hareketin Anadolu'daki gücünü anlamış ve Temsil heye­tine karşı ılımlı bir politika izlemeye başlamıştı. Temsil heyeti ve Ali Rıza Paşa arasında yapılan görüş­meler so­nunda Amasya görüşmelerinin yapılması karar­laştırıldı. Ali Rıza Paşa hükümeti Salih Paşa'yı Amasya'ya gön­derdi. Mustafa Kemal'in başkanlığındaki heyetle Salih Paşa arasında yapılan görüşmelerde şu kararlar alınmış­tır:
1.      Mondros antlaşması ile beliren sınırların bütünlü­ğünün ve bağımsızlığının sağlanması
2.      Azınlıklara siyasi bağımsızlığımızı ve sosyal den­gemizi bozucu ayrıcalıkların tanınmaması
3.      Sivas Kongresi kararlarının İstanbul hükümeti ve Meclis–i Mebusanca kabul edilmesi
4.      Anadolu ve Rumeli Müdafaa–i Hukuk Cemiyetinin İstanbul hükümetince tanınması
5.      Meclis–i Mebusanın bir an önce Anadolu'da gü­ve­nilir bir yerde toplanması ve bu amaç için seçimlerin ya­pılmasının sağlanması
6.      İtilaf Devletleri ile yapılacak barış görüşmelerinde "Temsil Kurulu"nun uygun göreceği temsilcilerin gönde­ril­mesi
Temsil Heyeti ile İstanbul hükümeti arasında yapı­lan Amasya görüşmesi, İstanbul hükümetinin Anadolu'da ulusal hareketi resmen tanınmış olma­sını sağlamış­tır.Böylece Anadolu ve Rumeli Müdafa–i Hukuk Cemi­yeti'nin kuvveti de İstanbul'da anlaşılmıştır.
Salih Paşa Amasya'da alınan kararların İstanbul hü­kümetine kabul ettireceğini, ettiremezse istifa edeceğini açıklamıştır. Salih Paşa yalnız Meclisi Mebusanın topla­nabilmesi kararını kabul ettirebilmiştir.

Hiç yorum yok: